Su, sadece yaşam kaynağımız değil; aynı zamanda beden ve ruh sağlığını iyileştiren bir şifa aracı olarak öne çıkıyor. Su terapisti Ayşe Ebru Utku, su terapisi ve Watsu tekniği hakkında özel açıklamalarda bulundu. Utku, su terapisinin 1980’li yılların başında Japon kültüründeki Shiatsu masaj tekniği ile “Water” hareketlerinin birleşiminden ortaya çıktığını belirterek, “Bu masaj yöntemi suyun üzerinde uygulandığında fizyoterapik etki yaratıyor ve su terapisi böyle doğuyor” dedi.

bAĞ KURMAK ÖNEMLİ
Su terapisi sürecinde danışanla güçlü bir bağ kurmanın önemine dikkat çeken Utku, “İlk olarak danışanın isteği ve beklentisi doğrultusunda onunla bütün olmaya çalışıyoruz. Ardından suya giriyor, fizyoterapik hareketler ve masajlarımızı uyguluyoruz. Ben aynı zamanda refleksolog olarak bu yöntemi su terapisiyle birleştiriyorum” ifadelerini kullandı.
Utku, terapide danışanları minik hareketlerle suyun altına alarak şifayı deneyimlemelerini sağladıklarını ve seansın sonunda topraklama uyguladıklarını söyledi. Terapinin hem ruhsal hem fiziksel hem de bedensel iyileşme sağladığını vurgulayan Utku, “Su bir şifa aslında. Ancak danışanlar suyun altında teslim olmakta zorlanabiliyor, nefes alamama kaygısı yaşayabiliyor. Seansın sonunda ise büyük farkındalıklar yaşıyor ve önyargılarını aşabiliyorlar” dedi.
YAYGINLAŞACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR
Su terapisinin yurt dışında oldukça bilinen bir yöntem olduğuna değinen Utku, Türkiye’de ilerleyen süreçte hastanelerde, fizyoterapi merkezlerinde ve spa merkezlerinde daha yaygın hale geleceğine inandığını belirtti. Utku, terapinin etkinliği için suyun 37 derece olması, şifalı su kullanılması ve derinliğin en az 1 metre 20 santim olması gerektiğini ifade etti.

Son olarak, su terapisi uygulamalarının eğitimini almış uzmanlar tarafından yapılabileceğini ve bu alanda eğitimlerin sürekli devam ettiğini söyleyen Utku, “Su terapisi hem danışanlar hem de bizler için sürekli gelişim gerektiren bir alan” diye konuştu.