Gönüllü Kemal Aybars, grubun 2013 yılında gönüllüler tarafından kurulduğunu belirterek, “Bu süreçte birçok gönüllümüz geldi geçti. Zor bir iş olduğu için zamanla kişi sayımız azaldı. Şu an iki kişiyiz. Bu bölgede yaklaşık 500 can var. Kısırlaştırma, tedavi ve besleme süreçlerini yürütüyoruz. Son dönemde özel veterinerlerle anlaşarak 41 köpeği kısırlaştırdık. Kısırlaştırma olmazsa popülasyon artıyor, bebekler ölüyor. Bu yüzden kısırlaştırma olmazsa olmaz. Kazalı hayvanları alıp kliniklere götürüyoruz. Yaklaşık 7 bin takipçimiz var, bize güveniyorlar. Bu güven sayesinde birçok etkinlik ve yardım yapabiliyoruz,” dedi.

yasa değişikliği işleri farklı bir boyuta taşıdı
Gönüllü Hatice Korkmaz, son dönemde hayvanları barınaklara götürüp kısırlaştırmanın eskisi gibi mümkün olmadığını belirterek, “Yasa değişikliği öncesi gelip beslememizi yapıp gidiyorduk. Ama yasa değişikliğinden sonra barınağa giren köpekler çıkamıyor ve barınaklar dolu olduğu için eskiden olduğu gibi kısırlaştırma yapamıyoruz. Mecbur biz kendimiz gönüllü hekimler aracılığıyla kısırlaştırmaya başladık ve kısırlaştırdıklarımızı burada yaptığımız küçük revir alanımızda tedavi bitene kadar tutuyoruz. Öyle olunca her gün gelmeye başladık ve çok vakayla karşılaşıyoruz. Dün biri 60 kiloydu, biri kazalıydı, birinin kuyruğu kangren olmuştu. Her gün ayrı bir dramla karşılaşıyoruz. Bu dramı hafifletmek için yorgunluğumuza rağmen buraya geliyoruz. Tedavi bitene kadar hayvanlar burada kalıyor ve tekrar bölgeye adapte ediliyor. Bu yasa değişikliği işleri çok farklı bir boyuta taşıdı,” dedi.

“biz sadece aracıyız, güveni büyük bir aileye dönüştürdük”
Grubun diğer gönüllüsü Hatice Korkmaz ise, sosyal medya üzerinden yürüttükleri şeffaf çalışmalara dikkat çekerek, “Takipçilerimize her zaman söylüyoruz; biz sadece aracıyız. Onların sevgisini, şefkatini bu canlara ulaştırıyoruz. Gelen her yardımı anında paylaşıyoruz. Kim mama gönderdiyse, o mamanın dağıtıldığını, köpeğin boğazından geçtiğini görüyor. Bu güven ilişkisini yıllardır koruyoruz. Kliniklerdeki tedavi süreçlerinde de toplanan miktarlar ilan edilir, tamamlanınca duyurulur. İki-üç gün içinde toplanır genelde. İnsanlar güven duyduğu için destek vermekten çekinmiyor,” dedi.

Korkmaz, sahada yaşadıkları zorluklara da değinerek, “Kazalı ya da hasta hayvanları yakalamak çok zor oluyor. Dün üç vaka yakaladık, biri 60 kiloluktu. Ama tedavi tamamlanınca bütün yorgunluğumuz geçiyor. Biz işin amelelik kısmındayız. Getir, götür, yakala, besle. Maddi destek kısmında ise takipçilerimiz yanımızda,” diye konuştu.
"hayvanlarla bir arada yaşayabiliriz"
Toplumda son dönemde artan köpek korkusu algısına da değinen Korkmaz, “Ben eskiden köpekten korkardım. Şimdi hepsinin arasında dolaşıyorum. Onların anladığı tek dil sevgi. Medya maalesef saldırgan köpek algısını büyütüyor. Oysa biz hayvanlarla bir arada yaşayabiliriz. Korkuyu körüklemek, tehlikeyi büyütmekten başka bir işe yaramıyor,” dedi.

Korkmaz, hayvan çalınmalarının da arttığını belirterek, “Çok fazla arama alıyoruz, ‘köpeğimi kaybettim’ diyorlar. Buradaki köpeklerin hepsi kısırlaştırılmış, uysal hayvanlar. Lütfen sahiplenmek isteyenler buradan alsın. Ama aldıktan sonra bir daha bırakmasınlar,” ifadelerini kullandı.
Aybars ve Korkmaz, Eskişehir Besleme Grubu’nun gönüllülerden oluşan küçük bir ekip olduğunu, ancak takipçilerinin desteğiyle 500 sokak hayvanının yaşamını sürdürdüklerini belirterek, herkesi hayvanlara sahip çıkmaya davet etti.