Eskişehir’de uzun yıllardır aktarcılık yapan Koray Özkılıç, mevsim değişikliğinde sıkça görülen grip ve nezle vakalarına karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu. Eskişehir Durum Haber Muhabiri Suat Kaçar’a konuşan Özkılıç, özellikle vücudun savunma sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Özkılıç, yıl içerisinde yorgunluk, halsizlik, grip ve nezle vakalarının sadece kış aylarında değil, yaz dönemlerinde de görüldüğünü belirtti. Yazın nüfus hareketliliği ve havuz kullanımlarının mikropların yayılmasına yol açtığını söyleyen Özkılıç, “Yazın ishal ve yorgunluk vakalarıyla uğraştık, şimdi ise grip ve soğuk algınlığı öne çıkmaya başladı. Vatandaşlarımızın yapması gereken bağışıklık sistemini güçlendirmek. Savunma sistemi güçlü olan gripten daha az etkilenir” dedi. Grip aşısının önemine değinen Özkılıç, tarçın, zencefil, zerdeçal, havlıcan, kuşburnu, papatya, meyan kökü, hibiskus ve ıhlamur gibi bitkilerden hazırlanan kış çaylarının bu dönemde düzenli tüketilmesi gerektiğini ifade etti. “Yabancı ülkelerde insanlar hasta olmadan bu ürünleri tüketmeye başlıyor. Bizde ise hastalık başlayınca aktar ya da eczaneye gidiliyor. Bu yanlış bir alışkanlık” diye konuştu. Bilinçsiz ilaç tüketiminin ciddi sorunlara yol açtığını da vurgulayan Özkılıç, “Hangi eve gitseniz buzdolabının kapağında ilaç görürsünüz. İnsanlar birbirine tavsiye ederek ilaç kullanıyor. Yıllarca antibiyotiğin bilinçsiz kullanımının zararlarını anlattık. 10–12 yıl önce reçetesiz antibiyotik satışı engellendi ama yanlış kullanım bağışıklık sistemini zayıflatıyor” dedi. Özkılıç, sonbahar ve kış aylarında vatandaşların bağışıklık sistemini doğal yollarla desteklemesi gerektiğini hatırlatarak, özellikle kış çaylarının grip ve nezleye karşı önemli bir koruma sağlayacağını söyledi.
“Antibiyotikler yıllarca peynir ekmek gibi satıldı”
Bilinsiz ilaç tüketiminin büyük risk oluşturduğunu da belirten Özkılıç, “Yıl içerisinde yorgunluk, halsizlik, grip ve nezle ile ilgili vakalar sürekli geliyor. Bunun sebebi illa kışın girmesi değil, onu belirtelim. Mesela yaz döneminde Türkiye’nin nüfusu yer değiştirdi. Öyle olunca da grip, nezle olan insanlar gittikleri yerlere mikrobu da götürdü. Bunun yanında havuzlara girildi, havuzlardan çıkanlarda ishal görüldü. İshalin ardından tokluk hissi, iştahsızlık, yorgunluk, elini kaldıramama gibi haller meydana geldi. Ekseriyetle yazın bunlarla uğraştık. Şu anda ise grip, nezle ve soğuk algınlığına dönmeye başladı. Vatandaşlarımızın yapması gereken, vücudun savunma sistemini güçlendirmek. Savunma sistemi güçlü olursa grip ve nezleden daha az etkilenirler. Ayrıca grip aşısını yaptırmaları lazım. 10 sene önce bilinmeyen virüs ve mikroplar, insanları hasta etmekte, yorgunluk hissiyle birlikte yatağa düşürmektedir. Bizim vereceğimiz materyalleri kullandıklarında vücudun savunması artar, böylece gribi en azından hafif, ayakta atlatabilirler. Yazın insanlar çok rahat giyindi, tişörtle dolaştı. Sabah hava 20–22 dereceyken öğleye doğru 35–38 dereceye çıkıyordu. Gün boyu sıcak olduğundan etkilenmiyorlardı. Ama şu an hava sıcaklığı 10 derecenin altına inmeye başladı. Öğlen hava sıcak diye mont ya da yelek almayan, sabah işe tişörtle çıkan insan 10 derecede üşüyor. Bunu hissetmediği için vücutta kırgınlık başlıyor.
Engellemenin yolları, vücudun direncini artıracak doğal destekler kullanmaktır. Bu da nedir? Tarçın, zencefil, zerdeçal, havlıcan, kuşburnu, papatya, meyan kökü, hibiskus, ıhlamur… Bu tarz bitkilerle hazırlanan kış çaylarını tüketmek gerekir. Bugün yabancı ülkelere baktığınızda bunların zaten yaygın olarak tüketildiğini görürsünüz. Onlar hasta olmadan, bu dönemde yavaş yavaş kullanmaya başladıkları için bizden daha rahatlar. Çünkü hasta olmuyorlar. Bizde ise genelde ‘Kendimi kırık hissediyorum, biraz grip başlıyor, burnum akıyor, gideyim aktar ya da eczaneden bir şey alayım’ deniliyor. En büyük hatamız da bu. Hangi buzdolabını açarsak açalım, hangi eve gidersek gidelim, soğuk algınlığından tutun birçok rahatsızlığa kadar kullanılan ilaçlar buzdolabının kapağında duruyor. İnsanlar ‘Ben bunu kullandım, sen de kullan’ diyerek bilinçsiz ilaç tüketiyor. Yıllarca antibiyotiğin bilinçsiz kullanımının vücuda zarar verdiğini vurguladık. Daha yeni sayılır, 10–12 yıl önce devlet reçetesiz antibiyotik satışını engelledi. Bugün Avrupa’ya gittiğinizde en basit ilaç bile reçetesiz verilmezken bizde antibiyotikler yıllarca peynir ekmek gibi satıldı. Bilinçsiz ve yanlış antibiyotik tüketimi vücudun savunmasını düşürür.”
Özkılıç, vatandaşlara özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemini destekleyici doğal ürünleri tüketmeleri gerektiğini hatırlatarak, bilinçsiz ilaç kullanımının yerine bitkisel çayların tercih edilmesinin fayda sağlayacağını belirtti.