Eskişehir’in Emek Mahallesi’nde çevre ve halk sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle şikâyet konusu olan bir evde kapsamlı temizlik çalışması yapıldı. Çalışmalar kapsamında evde yaşayan Yılmaz Dibekkaya bakımevine yerleştirildi.
Olayla ilgili edinilen bilgilere göre, Odunpazarı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü öncülüğünde, şahsın yengesiyle birlikte çöp evin kapısı açıldı. Ardından Odunpazarı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından evde temizlik çalışması başlatıldı. Evden yaklaşık 5 tona yakın çöp çıkarıldığı öğrenildi. Evde uzun süredir biriken çöpler nedeniyle ciddi hijyen sorunları oluştuğu, daha önce Odunpazarı Belediyesi ekiplerince çöp evin sık sık ilaçlandığı belirtildi. Yapılan temizlik sırasında evin içinde ve çevresinde çok sayıda fare leşi bulunduğu görüldü. Çöplerin tahliyesinin ardından evde dezenfeksiyon çalışması da gerçekleştirildi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Emek Mahallesi Muhtarı Sibel Akıl, Yılmaz Dibekkaya’nın yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle çöplerden plastik atık ve ambalaj toplama alışkanlığı edindiğini, ayrıca fareleri beslemesi sonucu çevrede yaşayan vatandaşların sağlık endişesi yaşadığını ifade etti. 
“Yılmaz’ın evi tamamen dezenfekte ediliyor”
Mahalle sakinlerinden gelen yoğun şikâyetler üzerine ilgili kurumlara başvurulduğunu belirten Akıl, yapılan çalışmalarla hem çevre güvenliğinin sağlandığını hem de şahsın bakıma alındığını söyleyerek, "Bugün Emek Mahallesi Nasrettin Hoca Sokak No: 40’tayız. Burada Yılmaz Dibekkaya isimli bir kardeşimiz yaşıyordu. Yılmaz, maalesef yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle zamanla bazı alışkanlıklar edinmişti. Dışarıda bulunan çöplerden plastik atıklar ve ambalajlar topluyordu. Bunun yanı sıra, kendini yalnız hissettiğini düşünüyorum; fareleri beslemeye başlamış ve bu durum farelerin çoğalmasına neden olmuştu. Bu da çevrede yaşayan komşular açısından ciddi bir endişe oluşturdu. Halk, mikrop ve sağlık riski nedeniyle tedirgin oldu. Bununla ilgili gerekli başvurularımızı yaptık. Şu anda ev temizleniyor, Yılmaz’ın evi tamamen dezenfekte ediliyor. Yılmaz için de devletimiz sağ olsun sahip çıktı ve kendisi bir bakımevine yerleştirildi. Orada hem tedavi görecek hem de inşallah sıcak ve güvenli bir ortamda yaşamını sürdürecek. Şimdilik durum bu. Burası daha önce de temizlenmişti. O dönem ben yeni muhtardım. Geçen yıl, Aralık ayında yine burada bir temizlik çalışması yaptık. Ancak bu kez şikâyetler daha çok farelerle ilgiliydi. Yan komşular, evlerine zarar vereceği ve mikrop yayılacağı endişesiyle yoğun şekilde şikâyette bulundu. Çöplerden de çok rahatsız olunuyordu. Aslında Yılmaz’ın kimseye bir zararı yoktur; bunu bütün komşular da bilir. Ancak bu alışkanlıkları nedeniyle artık bakıma ihtiyacı olduğu da açıkça ortadaydı. Yılmaz’ın bir vasisi bulunuyor ancak kendisini çok fazla dinlemezdi. Onların yanında da kalmıyordu. Burada, soğukta yaşamını sürdürüyordu. Şimdi ise artık sıcak bir ortamda yaşayacak inşallah. Yaklaşık üç hafta ya da bir ay kadar önce Yılmaz’a araba çarpmıştı. En son geçen hafta kendisiyle konuştuğumda yüzünde yaralar vardı, oldukça üzülmüştü. Ancak yaralarının iyileştiğini gördük. Şu anda sıcak bir ortamda; sağlık tedavisi ve bakımıyla ilgili süreçleri yürütülüyor. Bu konuda devletimize teşekkür ediyorum, sağ olsunlar.”
“ 'Eve hırsız girer’ demiş”
Yılmaz Dibekkaya’nın yengesi S.D. ise anne ve babasının vefatından sonra bu sürecin başladığını, yıllardır bakımevine yatırılması için çaba gösterdiklerini ancak eve çok bağlı olduğu için ikna edemediklerini belirterek," “Yılmaz, anne ve babası rahmetli olduktan sonra bu hâle geldi. Ortada kaldı. Yapacak bir şey yoktu, bakımevine yatırıldı. Devletimiz sahip çıktı, sağ olsun. Yıllardır yatması için uğraşıyorduk. Perişan olmuştu, buralarda dolaşıyordu. Biz de yanımızda kalması için teklif ettik. Abisi hayattayken, ‘Git onun yanına, orada birlikte kalın’ demişti ama gelmedi. Abisi orada kaldı, kendisi burada kaldı. Eve çok bağlıydı. ‘Hırsız girer’ diyordu. Bunu herkes bilir. Zabıta müdürlerine bile ‘Eve hırsız girer’ demiş. Arabaya binerken bile hâlâ ‘Eve hırsız girer, kapıyı kapatın’ diyordu" dedi.
