Dedelerinden kalan mesleği yaşatıyor
Sedat Akyol, bıçakçılıkla tanışmasının çocukluk yıllarına uzandığını söyledi. Dedelerinin sıcak dövmeci olduğunu belirten Akyol, “Bu mesleğe dedelerimden duyarak başladım. Onlar küçükken bize aşıladılar, biz de böylelikle başladık” dedi.
Eskişehir’de bu işi öğretecek usta bulamadığını söyleyen Akyol, “Dedelerimin tarifleriyle, göstermeleriyle öğrendim” diye konuştu. On yaşından beri bıçak yaptığını anlatan usta, “Son on yıldır profesyonel olarak bu işe devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

Her bıçak farklı sürede tamamlanıyor
Akyol, bıçak yapımının süresinin tasarımına göre değiştiğini belirtti. “İki günde de biten var, on günde de. Bazı bıçaklar bir ayda tamamlanıyor” dedi. İşin en dikkat isteyen kısmının dövme aşaması olduğunu vurgulayan usta, “Isıyı tutturamazsan çelik kırılır, başa dönersin. En çok dikkat isteyen aşama bu” ifadelerini kullandı. El yapımı bıçakla fabrikasyon ürün arasındaki farkı da açıklayan Akyol, “Fabrikasyon ürün para kazanmak içindir. El yapımı bıçak ise özen ister, daha kalitelidir, estetiğiyle fark yaratır” dedi.

Zanaati yaşatmak için atölyesinin kapısı açık
Sedat Akyol, kaybolmaya yüz tutan bu sanatı yaşatmak için çabasını sürdürdüğünü ifade ederek; “Öğrenmek isteyenlere atölyemizi açıyoruz. Bildiklerimizi paylaşıyoruz. Eskişehir’de bu işe gönül veren on beş kadar kişi var. Biz onlardan, onlar bizden öğreniyor” dedi.

Mesleğini severek yaptığını belirten Akyol, emeğinin karşılığını aldığını da söyledi: “Eskişehir’de bu işi yapan az. Biz öncülük ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alıyoruz, alamıyoruz desek yalan olur.”