Yunus Emre’nin kabri ve külliyesinin bulunduğu alanda açıklamalarda bulunan Başkan Çorum, bölgede Yunus Emre’ye ait üç ayrı mezar sürecinin bulunduğunu belirtti. İlk mezarın Yunus Emre’nin yaşadığı ve vefat ettiği evin bulunduğu noktada yer aldığını ifade eden Çorum, bu yapının 1921 yılına kadar Anadolu evi olarak varlığını sürdürdüğünü kaydetti.
Yunan işgali sonrasında dergâhın iki kez yangın geçirdiğini anlatan Çorum, 1947 yılında dönemin devlet erkânı ve bilim insanlarının katılımıyla kazı çalışmaları yapıldığını belirtti. Kazı sonucunda Yunus Emre’ye ait naaşa ulaşıldığını aktaran Çorum, “İskelet bütünlüğünün korunduğu tespit edildi. Yapılan antropolojik incelemelerde de döneme uygun bir Türkmen cesedi olduğu belirlendi” dedi.
1949 yılında yaklaşık 30-40 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen törenle naaşın ikinci mezar yerine taşındığını ifade eden Çorum, artan ziyaretçi yoğunluğu nedeniyle 1970 yılında üçüncü kez nakil yapıldığını söyledi. Yunus Emre’nin naaşının, sekiz cennet kapısını simgeleyen sekizgen yapılı mermer lahitin bulunduğu alana taşındığını belirtti.
Külliye içerisinde müze, kültür evi ve caminin yer aldığını aktaran Çorum, yeni bir projenin de hayata geçirileceğini açıkladı. Eskişehir Valiliği öncülüğünde Yunus Emre Dijital Müzesi’nin inşa edileceğini belirten Çorum, “Buraya gelen insanların 7’den 70’e Yunus Emre’yi daha iyi tanıyacakları bir dijital müze kazandırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Yıllık ziyaretçi sayısının 200 binin üzerinde olduğunu belirten Başkan Çorum, hedeflerinin bu sayıyı artırmak olduğunu söyledi. Çorum, “Hedefimiz bu alanı 1 milyonun üzerinde ziyaretçiye ulaşan bir merkez haline getirmek” dedi.
Sarıköy’ün sadece bir türbe alanı olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Çorum, bölgenin yaşayan bir kültür merkezi haline getirilmesi için altyapı, doğalgaz ve konut projelerinin sürdüğünü ifade etti. Çorum, “Biz Yunus’un Sarıköy’ünün, eskisi gibi canlı ve yaşayan bir köy olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
