“Ne yapabilir?” değil, “Benim için ne çözebilir?” diye başla
Çoğu kişi GPT, Gemini ya da Claude gibi sistemleri “bilgiye hızlı ulaşma” aracı gibi görüyor. Ama gerçek potansiyeli burada değil. Asıl fark, ona iş verdiğinde, süreç tanımladığında ve bir rol yüklediğinde ortaya çıkıyor.
Örneğin:
“Bugünkü sunumuma teknik ama sade bir giriş paragrafı yazar mısın?”
değil...
“Sen artık benim teknik iletişim danışmanım oldun. Sunumlarda giriş yazarken kısa, dikkat çekici ama fazla akademik olmayan bir dil kullanıyorsun. Şimdi bugünkü konu şu…”
İkisi arasındaki fark seni sıradan kullanıcıdan çıkarıp profesyonel kullanıcıya dönüştürür.
Bilgiyi tüketmek yerine çıktı üretmeye odaklan
Yapay zekâyla verimli çalışmak istiyorsan sadece bilgi almakla yetinme. Ondan metin, plan, içerik, fikir, kampanya, çözüm, hatta bazen karşı argüman iste. Çünkü yapay zekâ aslında bir çıkarsama motoru. Bilgi içinde yüzmek değil, o bilgiden sonuç çıkarmak seni farklı yapar.
Örnek:
“Bu konuda bana 3 alternatif ver.”
“Bu fikri 2 farklı kitleye göre sadeleştir.”
“Şimdi bunu 15 saniyelik Reels metni olarak yeniden yaz.”
Onu eğit, sonra görev ver
Yapay zekâ modelleri seni tanımaz. Ama sen kendini tanıtırsan, sistem seni modellemeye başlar.
Dilin, tarzın, iş yapış şeklin, hatta değerlerin… bunları birkaç örnekle tanıtırsan, sonraki tüm çıktılar daha kişisel olur.
Bir komutla değil, bir bağlamla çalış:
“Sen artık Tekno Durum’un yazı stilini biliyorsun. Direkt konuya giriyorsun, laf uzatmıyorsun. Haber tadında ama yorumla bitiriyorsun.”
En verimli kullanma biçimi: tekrar eden işleri ona bırak
Yapay zekâyı "yardımcı" gibi değil, "otomatikleştirilmiş kas gücü" gibi kullan. Her gün benzer şeyleri tekrar yazıyorsan, hazır prompt’lar oluştur. E-posta, tanıtım yazısı, özgeçmiş revizesi, alt başlık üretimi gibi şeyler artık senin işin değil.
Bunu yaptığında zihnin gerçekten önemli olana odaklanır: fikir üretmek.
Yapay zekâyı verimli kullanmak, onu daha çok kullanmak demek değil. Daha doğru kullanmak demek. Komut değil, bağlam vermek gerek. Bilgi değil, çıktı istemek gerek. Kısaca, asistan değil ortak gibi davranmak gerek.
