SATILIK TÜRKÇESİ OLAN VAR MI?

Bir devrin bitişine hep birlikte şahit olduk. ‘Hangi devrin?’ diye soracak olursanız; 'Güzel Türkçe Konuşma' devrinin.

Hayatımızdan; sadece izlenme, tanınır olma, ilgi çekme, para kazanma… gibi aslında kimine göre haklı ama bir o kadar da bizden ‘özeni ve kaliteli iş yapma’ anlayışını çıkaran bir dönemin içine girdik. Belki de bilmeyerek özümüzün çalınmasına izin verdik, kökümüzün bütün değerlerini hiç ettik. Elbette kimsenin suçu değil çünkü hepimizin suçu bu.

Sistemin kurduğu düzene ayak uydurmak ve onun getirilerini hayatımıza entegre etmek için içinde çok da iyi olmadığımız yerlerde kendimizi görmeyi denedik. Bazıları kendine oldukça büyük gelecek bedenler içine girmeye çalıştı bazıları ise giydiği kıyafetlerin içinde sıkışıp kaldı. Hal böyle olunca da ‘Ne oldu bu ülkeye böyle?’, ‘Artık insanlara güven kalmadı.’, ‘Yeni nesil çok kötü, eskiden böyle miydi?’ gibi cümleleri sıkça duyar olduk.

Şimdi sizleri, hep birlikte bir zaman yolculuğu yapmaya davet ediyorum. Benimle birlikte 1970’li yıllara gelin ve dönemin banka hırsızının bile teşekkür edip ardından özür dileyerek bankadan ayrıldığını hatırlayalım. Hem de ‘güzel bir Türkçe’ ile. Hırsızı övmüyorum elbette, hırsıza bile güzel ve doğru konuşmayı öğreten sistemi övüyorum.

Az önce birlikte yaptığımız zaman yolculuğunun kaynağı 1972 yılında TRT tarafından çekilmiş ve TRT Arşiv’de saklanan bir banka soygunu sonrası haberiydi. O dönem vatandaşın ulaşabileceği tek kaynak herkesin doğru ve güzel konuştuğu TRT idi. Çünkü dili güzel konuşmak, kendini doğru üslupla anlatmak senden bana, benden sana yayılır ve biz farkında olmadan hayatımıza dahil olur.

Bizim milletimizde yıllardır süren bir anlayış var o da şu; ‘Kötü olduğunun farkındayım ama burada olmayı sevdiğim için iyi olduğunu savunacağım.’

Hayır!

Topluma bu kadar yakın olmanın belirli kuralları var. Binlerce insana ulaşabilmek beraberinde onlarca sorumluluğu getiriyor. Objektife bakıp sadece konuşmak sizi insanların bir parçası haline getirmiyor, toplumu parçalıyorsunuz. O da yetmezmiş gibi bunu belirli kalıplar ve dayatmalarla ‘samimiyet’ kisvesi altında aşılıyorsunuz.

Belki de takma kirpikleriniz görüşünüzü kapatıyordur...

Merhaba, ‘Satılık Türkçesi olan var mı?’

İLGİLİ HABERLER