Türk Harb-İş sendikasına bağlı 1. Hava İkmal Bakım Merkezi çalışanları maaşlarının erozyona uğradığını belirterek, “Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak ödemek istemiyoruz” diye tepkilerini dile getirdiler.
Mesai başlamadan Kartal kavşağında oturma eylemi ve basın açıklaması yapan, Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesine bağlı işçiler artan hayat pahalılığına ve zamlara tepki gösterdiler. Fabrika giriş noktasında bulunan kartal kavşağında toplanan işçiler adına açıklama yapan Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, “Kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerektiğini savunuyoruz. Savunma sanayiinde, tecrübeli ve kalifiye personellerin özlük haklarında iyileştirmeler yapılmadığı sürece, bu stratejik sektörün gücü ve bağımsızlığı tehlikeye girmektedir. Savunma sanayi işçileri olarak, IMF politikalarının yükünü sırtlamaktan bıktık. Artık daha fazla yoksulluk, güvencesizlik dayatmalarını kabul etmiyoruz. Tüm emekçilerin hakları için omuz omuza vererek üretimden gelen gücümüzle haklarımıza sahip çıkacağız. Son olarak, taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz: Gerçek enflasyon oranları dikkate alınarak ücret zammı yapılmalı, vergide adalet sağlanmalı ve maaşlarımızda kayıpların telafisi için ek zam yapılmalıdır. Türkiye, ucuz iş gücü ülkesi olmayacaktır”” dedi.
“Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak ödemek istemiyoruz”
“Bugün bir kez daha bir aradayız, çünkü sıkıntılarımız her geçen gün katlanarak artıyor. Yaşam şartlarımızı zorlaştıran hayat pahalılığı, adaletsiz vergi sistemi ve işsizlik, özellikle işçilerin omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırıyor. Kamu işyerlerindeki ücret dengesizliği, güvencesiz çalışma koşulları, kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar, toplumu derinden etkileyen temel problemler arasında. TÜRK HARB-İŞ Sendikası Eskişehir Şubesi olarak, bu sorunlara dikkat çekmek amacıyla geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklamaları yaptık. Ardından, Tekirdağ/Çerkezköy ve Zonguldak’ta on binlerce işçinin katılımıyla mitingler düzenledik. Sesimizi duyurmaya çalıştık, ancak bu talepler karşılıksız kaldı. Artık sabrımız tükendi. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak ödemek istemiyoruz. Her gün temel tüketim maddelerine gelen zamlar, işçileri ve dar gelirli kesimi daha da zor duruma sokuyor. Büyükşehirlerde kiralar asgari ücreti aşarken, elektrik ve doğalgaza gelen yüzde 38’lik zam, kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte daha da büyük bir endişe yaratıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik hızla büyüyor. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken, işverenlerin payı giderek artmakta. Enflasyon oranındaki artış, resmi rakamların çok üzerinde bir yoksulluk yaratıyor. Vergi sisteminin adil bir yapıya kavuşması için acil reformlar yapılması gerektiğine inanıyoruz. Az kazananın az, çok kazananın ise daha fazla vergi vermesi gerektiği bir sistem kurulmalıdır. İşçilerin ödediği vergiler, gelirlerinin büyük bir kısmını tüketmekte ve bu durum işçi sınıfı üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır. Gelir vergisi tarifesinin güncellenmesi, işçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerekmektedir. Kamuda, toplu iş sözleşmeleri kapsamında yaşanan sıkıntılar ve ücret dengesizlikleri işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücret farklılıkları çalışma barışını tehdit ediyor. Bu nedenle, ek çerçeve anlaşma protokolü talep ediyor ve kamu işçileri arasındaki ücret dengesizliğinin giderilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Sosyal güvenlik sistemimizdeki sorunlar ve kıdem tazminatının erimesi de işçilerin mağduriyetini artırmaktadır. Emekli maaşları arasındaki farklar, işçilerin emeklilik başvuru süreçlerini etkiliyor ve bu durum nitelikli işçilerin işgücünden çekilmesine neden oluyor. Ayrıca, kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerektiğini savunuyoruz. Savunma sanayiinde, tecrübeli ve kalifiye personellerin özlük haklarında iyileştirmeler yapılmadığı sürece, bu stratejik sektörün gücü ve bağımsızlığı tehlikeye girmektedir. Savunma sanayi işçileri olarak, IMF politikalarının yükünü sırtlamaktan bıktık. Artık daha fazla yoksulluk, güvencesizlik dayatmalarını kabul etmiyoruz. Tüm emekçilerin hakları için omuz omuza vererek üretimden gelen gücümüzle haklarımıza sahip çıkacağız. Son olarak, taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz: Gerçek enflasyon oranları dikkate alınarak ücret zammı yapılmalı, vergide adalet sağlanmalı ve maaşlarımızda kayıpların telafisi için ek zam yapılmalıdır. Türkiye, ucuz iş gücü ülkesi olmayacaktır”