Eskişehir Barosu: “Sarıcakaya’daki Maden Projesi Doğa Katliamına Yol Açacak”

Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, Sarıcakaya’da Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından planlanan altın ve gümüş madeni açık ocak işletmesi projesine ilişkin ciddi endişelerini dile getirdi. Günaydın, projenin çevresel etkileri ve usulsüzlükleri nedeniyle büyük bir doğa katliamına yol açacağını vurgulayarak, kamu yetkililerini toplum ve çevre sağlığını korumaya çağırdı.

Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, Sarıcakaya’da Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından planlanan altın ve gümüş madeni açık ocak işletmesi projesine ilişkin ciddi endişelerini dile getirdi. Günaydın, projenin çevresel etkileri ve usulsüzlükleri nedeniyle büyük bir doğa katliamına yol açacağını vurgulayarak, kamu yetkililerini toplum ve çevre sağlığını korumaya çağırdı.

“Geri Dönüşü Olmayan Tahribatlar Yaşanacak”

Baro Başkanı Günaydın, Alpagut ve Atalan bölgelerinde Eti Bakır A.Ş. tarafından planlanan siyanürlü altın ve gümüş madeni projesine daha önce karşı çıktıklarını hatırlatarak, Sarıcakaya’daki projenin de benzer tehditler barındırdığını belirtti. Günaydın, şu ifadelere yer verdi:

    “Kaymaz’daki mevcut maden sahasının çevreye verdiği zararlar ortadayken, Sarıcakaya’dan Kaymaz’a cevher taşınması ve bu cevherin siyanürle ayrıştırılması, ekosistemde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açacaktır. Sakarya Vadisi’nde yapılması planlanan bu projeler, bölgenin su kaynaklarını ve tarım alanlarını yok edecek, biyolojik çeşitliliği ciddi şekilde tehdit edecektir.”

Projenin Çevresel ve Hukuki Süreci

Söz konusu proje incelendiğinde birçok hususun değerlendirilmeye alınmadığı ve dosyanın maddi hatalarla dolu olduğunu belirten Gündüz, proje incelemesini şu maddeler ile açıkladı; 
    • Kaymaz Altın Madeni’nin 3. Kapasite artışına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı varken Sarıcakaya’dan Kaymaz’a cevher taşıma projesi açıkça mahkeme kararının arkasından dolanmaktır. Hem de bu projenin Kaymaz’a olan çevresel etkilerin değerlendirmeye bile alınmaması açıkça yasalarımıza aykırıdır. Çed Yönetmeliğimizin entegre projeler başlıklı 25. Maddesi’nde birden fazla projeyi kapsayan entegre projelerin tek bir proje tanıtım dosyasıyla incelenmesi gerektiği açıktır ve Sarıcakaya Altın ve Gümüş Madeni projesinde entegre projelere uygulanacak usuller atlanmıştır.

    • Proje tanıtım dosyasına göre 1.598,62 hektar ruhsat alanlı bir arazide çed alanı 22,03 hektardır. Arama faaliyetleri dolasıyla kapasite artışı muhtemeldir. 2 yıl planlanan projede patlatmalı açık ocak işletmeciliği yapılacak olup yıllık 20.000 ton su tüketileceği anlaşılmaktadır. Patlatmaların yeraltı su kaynaklarına vereceği zararlarla birlikte yaratacağı çatlaklar yeraltı sularının ağır metallerle kirlenmesi anlamına gelmektedir. Bununla beraber proje tanıtım dosyasının 67. Sayfasında açıkça faaliyet alanı ve çevresinde su kaynağı bulunmamaktadır denilmektedir. Rapor bu şekilde su varlıklarımızın bölgede hiçbir değerlendirmeye alınmaması anlamına geldiği de açıktır. Kaba bir incelemeyle bile anlaşılacağı üzere proje Sakarya Nehrimize oldukça yakın olup mevcut değerlendirme açık bir maddi hatadır.
    •  Sarıcakaya’dan çıkarılacak cevher günlük onlarca kamyonla Muttalip, Şarhöyük ve 71 evler mahalleleri üzerinden Kaymaz’a taşınacaktır. Yol güzergahı üzerinde ağır metallerle dolu kamyonların tozumayla halk sağlığına olan olası etkileri hiçbir surette değerlendirilmemiştir. Dosyada hali hazırda hiçbir halk sağlığı etkisi de değerlendirilmeye alınmamıştır. Çevre ve toplum sağlığını olumsuz etkileyebilecek gayrisıhhî müesseselerin etrafında bırakılacak sağlık koruma bandı mesafesinin belirlenmesi mecburidir. Bu husus Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, ilgili yönergelerde ve Madencilik Faaliyeti İzin Yönetmeliği Md. 80’de değinilmiş olup projede halk sağlığının etkilenmeyeceği bir sağlık koruma bandı mesafesi belirlenmemesi açık bir halk sağlığı ihlalidir.
    •   Proje tanıtım dosyasının Kümülatif etki değerlendirme başlıklı bölümü incelendiğinde hiçbir kümülatif etki değerlendirmesinin gerçekleştirilmediği görülmektedir. Bununla beraber proje tanıtım dosyasında faaliyet alanı yakın çevresinde tarım alanının bulunmadığı raporlanmıştır. Oysa hepimiz biliyoruz ki Sarıcakaya ilçesi mikroklima iklim özelliğine sahip olması sebebiyle her mevsim tarımsal üretim yapılabilen, ülkemiz için tarımsal üretim anlamında son derece önemli bir bölgedir. Danıştayın istikrar kazanmış kararlarında bölge veya havza bazındaki birbirinden bağımsız projelerde bile çevrenin korunmasının sağlanması bakımından söz konusu projelerin çevreye olan bütüncül veya kümülatif etkilerinin irdelenmesi gerektiği belirtildiği göz önüne alındığında, birbiriyle bağlantılı entegre bir projenin, bir bütün halinde değerlendirilip çevreye olan etkisini gösterir proje tanıtım dosyası hazırlanması gerekmektedir. Fakat projenin bu haliyle Kaymaz üzerindeki etkileri değerlendirilmemesi bir yana bölgeye çok yakın bir noktada yapılması planlanan Alpagut-Atalan bölgesindeki maden projesi ile kümülatif etki değerlendirilmesine de tabi tutulması gerektiği açıktır. Zaten projede de kümülatif bir değerlendirme yapılmadığını dosyada belirtilmektedir. 
    •   Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Bursa Bilecik Eskişehir Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) Orta Sakarya Vadisi Raporunda görüleceği üzere Sarıcakaya ilçelerinin mikroklima iklimi sebebi ile sebze meyve yetiştiriciliği ve organik tarım yapılabilme potansiyeli değerlendirilmiştir ve bölgenin tarımsal üretim açısından önemli olduğu raporlanmıştır. Proje tanıtım dosyasında geçen tarımsal üretimin olmadığı değerlendirilmesi kamu kurumlarının raporlarıyla aykırılık taşıdığı ortadadır.
    • Proje tanıtım dosyasının Çevresel ve Sosyal Yönetim Planı bölümünde doğu karadeniz bölgesinin orman alanları anlatılmaktadır. Kopyala yapıştır ifadelerle proje tanıtım dosyası hazırlandığı anlaşılmaktadır. Başka raporlardan alıntıların bile  düzenlenmeye ihtiyaç görülmeden verilen çed gerekli değildir kararı usule uygun değildir. Dolayısıyla projede Sarıcakaya bölgesindeki orman ekosistemi, orman ekosisteminin su varlıklarıyla olan ilişkisi, orman varlıklarının biyolojik çeşitlilikle olan ilişkisi başta olmak üzere meydana gelecek etkiler değerlendirilmemiştir.
    • Proje tanıtım dosyasının kurum görüşlerinin bulunduğu kısımda, DSİ cevabı incelendiğinde görüleceği üzere projenin su varlıklarımızla ilgili pek çok açıdan eksik hususlar barındırdığını ve eksiklerin rapor içerisinde giderilmesi gerektiği belirtilmektedir. Fakat mevcut eksiklikler giderilmeden projenin hayata geçmesi su varlıklarımız açısından büyük olumsuz etkiler bırakacağı açıktır.

“Kamu Yetkililerini Göreve Çağırıyoruz”

Günaydın, projede birçok maddi hata ve usulsüzlük bulunduğunu vurgulayarak, “Bu proje, bir doğa katliamı anlamına geliyor. Kamu yetkililerini çevreyi, halk sağlığını ve tarım alanlarını korumak için harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi.

Eskişehir Barosu olarak hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ve mücadelelerini sürdüreceklerini ifade eden Günaydın, şu çağrıyı yaptı:

    “Toplum sağlığını ve çevremizi tehdit eden bu tür projelere karşı her türlü hukuki ve toplumsal mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamuoyunu ve yetkilileri doğa ve insan yaşamından yana tavır almaya davet ediyoruz.”

Eskişehir Barosu, bölgedeki tüm çevresel tehditlere karşı kamuoyu oluşturma ve hukuki destek sağlama görevini sürdüreceğini belirterek açıklamasını tamamladı.

 

İLGİLİ HABERLER