AK Parti Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan'dan Sözcü Gazetesi'ne Hukuki Süreç Başlatma Kararı

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Sözcü Gazetesi’nin 12 Ekim 2024 tarihli haberinde kendisinin hedef gösterildiğini belirtti.

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Sözcü Gazetesi’nin 12 Ekim 2024 tarihli haberinde kendisinin hedef gösterildiğini belirterek, asılsız iddialar karşısında hukuki süreç başlattığını duyurdu. Gürcan, yaptığı yazılı açıklamada, haberde kullanılan resmin kendisine ait olduğunu, ancak haberdeki konuyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını vurguladı.

Gürcan, basın etiğine vurgu yaparak, basının gerçek ve kamu yararına olan haberler yapması gerektiğini, yalan haberlerle hedef göstermenin ve siyasi fırsatçılığa zemin hazırlamanın etik dışı olduğunu belirtti. Ayrıca, Eskişehir halkına ve kamuoyuna saygısından dolayı bu açıklamayı yapma gereği duyduğunu ifade etti

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, şu yazılı açıklamayı yaptı:

“Sözcü Gazetesi’nin 12.10.2024 tarihli nüshasında yayınlanan ve "Saray danışmanı AKP'li vekile yeni iş bulundu" başlığı ile servis edilen haberde kullanılan resim şahsıma ait olup, habere bahis olan eğitim ile hiçbir ilişiğim bulunmamasına rağmen sözcü gazetesi tarafından ilgili haberde şahsım açıkça hedef gösterilmiştir. Başından beri bilinçli yürütüldüğüne inandığım bu karalama kampanyasına karşı sadece hukuki bir süreç yürütmek istemekteydim, zira iktidar partisi vekili olarak ülkede bunca acı gündemler var iken gerçek sorunlara çözüm arayışlarını gündemime almayı tercih etmekte, sanal gündemler ile kamuoyunu meşgul etmekten imtina etmekteydim, lakin mesele yerel medyada ve bazı çevrelerce kendi ideolojik propagandalarına araç olarak kullanılmakta ve günlerdir suistimal edilmektedir. Böylelikle basın etiğinden ve insaniyet namına her türlü ilkeden uzakta yapılan bu habercilik anlayışı benim nezdimde bu zamana kadar muhataplık kazanmasa da bazı basın mensuplarının aksine Eskişehirli hemşerilerimin ve kamuoyunun hakikate ulaşma hakkına duyduğum saygıdan ötürü bu açıklamayı gerekli görmekteyim.

Basın; kamuoyunu gerçek, güncel ve kamu yararına olan haberler ile bilgilendirmelidir. Yalan haberler ile hedef göstermek, mesnetsiz iddialar ile meseleyi çarptırmak, haber dili ile birilerinin siyasi fırsatçılığına zemin hazırlamak basın etiğine oldukça aykırı olduğu gibi, basın ve yayıncılığı kamuoyunun haber alma hakkını karşılayan bir hizmetten uzaklaştırıp paralı bir basın tetikçiliğine dönüştürmektedir. Hayatını öğretmen yetiştirmeye adamış, öğretmenlere sayısız meccanen eğitimler vermiş, milletvekilliğinden önceki görevi lise müdürlüğü olan, ifa ettiği görevler arasında en şanlı olanının öğretmenlik olduğunu her platformda dile getiren bir kadın öğretmen olarak şahsımı, kadın öğretmenlerle karşı karşıya getirmeye çalışmak çok çirkin bir zihniyetin bilinçli bir politik istismarıdır. Öyle ki başka partilerden olan meslektaşlarımdan ve medya mensuplarından haberin kaynağının araştırılmasını veyahut Eskişehir’de en kolay ulaşılan kişilerden biri olarak aranıp olayın gerçekliğinin sorulmasını beklerdim, mesele hakikatin ne olduğundan çok, okurlarının ve kendi siyasi tabanlarının duymak istediklerini, değerlerini suistimal etmek olacak ki; herkesçe kabul göreceklerine inandıkları sloganları sallamayı ve böylelikle kendi siyasi tabanlarını köpürtmeyi tercih ettiler. Değerli basın mensupları ve siyasetçi meslektaşlarımı, ülkece ve dünyaca acı gündemlerle boğuştuğumuz bu günlerde kamuoyu vicdanını sanal gündemler ile daha da hırpalamak yerine, gerçek gündemlerin çözüm arayışında iş birliğine davet ediyorum.

Enstitü Sosyal, kamu yararına araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten bir düşünce kuruluşudur. Memleketimizde eğitim alanında yapılan birçok faydalı girişimde, yoğunluğum sebebiyle aktif görev üstlenmesem bile, gönüllü olarak işin bir tarafında muhakkak olmaya çalışmaktayım. Enstitü Sosyal’de de aktif bir görevim olmamasına rağmen birçok deneyimli akademisyenle beraber danışma kurulu bünyesinde destek vermekteyim, lakin bahsedilen eğitimin hiçbir aşamasında ne söz hakkım ne de herhangi bir faal görevim bulunmamaktadır. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını bilmelerine rağmen bu kadar fütursuzca yalan söyleyebilmeleri bu toplumun ne kadar vicdanlı olduğunu bilmeleri ve kamuoyu vicdanını istedikleri gibi suistimal edebileceklerine olan yersiz inançlarıdır. Bu iyi niyetten uzak yalan haber ile ilgili hukuki süreci başlatmış bulunmaktayım” şeklinde açıklamalarda bulundu.

İLGİLİ HABERLER